Deprem


Kahramanmaraş Depremlerinden Çıkarılan 10 Ders

Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenlerin anısına saygıyla…
6 Şubat 2023’te merkez üssü Elbistan ve Pazarcık olan Mw 7,7 ile Mw 7,6 büyüklüğündeki iki büyük deprem; Diyarbakır, Hatay, Adıyaman, Adana, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Şanlıurfa, Elazığ, Malatya’yı derinden etkiledi. Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne seren bu iki felaket, konutlarda ve endüstriyel binalarda yapı stoğu kalitesinin önemini tekrar ortaya koydu. Sen de olası depremlerin yıkım gücünü azaltmak için neler yapabileceğini merak ediyorsan detaylı içeriğimize göz atabilirsin.
Depremlerde yapıların depremin odağına olan uzaklığı ve deprem ivmesi kadar zemin yapısı ve konumu da önem taşır. Zemin sıvılaşmasının olduğu, yer altı su seviyesinin yüksek seyrettiği gevşek zeminler, sarsıntı sırasında binaların mukavemet gücünü azaltır ve çökmeye neden olur. Bunu engellemek için inşa öncesinde ayrıntılı zemin etüdünün uygun şekilde yapılıp yapılmadığını kontrol edebilirsin. Zeminin inşa edilecek bina için elverişli olup olmadığını araştırabilirsin.
Yapılan incelemeler ve detaylı analizlere göre aslında binaların yıkılmasının nedeni, deprem kuvvetine karşı dayanım eksikliği değildir. Kullanılan yapı elemanlarının yeterli derecede yer değiştirme ya da şekilde değiştirme yapamamasıdır. Konut binalarında ve endüstriyel yapılarda kontrollü hasar ya da can güvenliği, performans hedefi ile performans analizleri gerçekleştirilerek belirlenen risklere karşı gerekli aksiyonların alınması oldukça önemlidir.
Deprem performans analizini dikkatli bir şekilde incelemen oldukça önemli. Buna göre analiz raporunda işçilik, malzeme kalitesi, karot değerlendirmesi ve önemli donatılara yönelik ölçümlerin yapılmış olmasına dikkat etmen gerekir. Karot örneği alınıp detaylı bir incelemenin yapıldığından emin olman ve işçilik, malzeme kalitesi gibi binaların dayanıklılığı üzerinde önemli bir etkiye sahip olan unsurların da usulüne uygun olup olmadığını incelemen gerekir. Son olarak birleşim bölgelerindeki boyuna donatı oranlarının ve kolon, kiriş gibi taşıyıcı elemanları sararak betonarme binaların dik bir şekilde durmasını sağlayan etriyelerin çap ve sıklığının ölçülmüş olması da büyük önem taşır.
Deprem sırasında binalarda proje, malzeme, işçilik, konum, zemin gibi nedenlere bağlı olarak gelişen yapısal risklerin yanı sıra yapısal olmayan ihtimaller de ortaya çıkar. Yapısal olmayan riskler arasında asansörlerin halatlarının koparak zarar görmesi, yağmurlama sisteminin veya doğalgaz borularının kırılması, rafların devrilmesi, camların kırılması, asma tavanların çökmesi, elektrik panosu ve bilgi sistemlerine ait kabinlerin devrilmesi yer alır. Bu noktada jeneratör, trafo, sanayi tipi panolar, bilgi işlem kabinleri ve tesisatlara yönelik malzemelerin satın alma aşamasında deprem test raporunun bulunup bulunmadığına dikkat edilmesi önem taşır. Ayrıca cihaz, kablo ve tesisat ile ilgili donanımın olası deprem riski göz önünde bulundurularak tasarlanıp uygulanması ve montajlarının usulüne olarak yapılması gerekir.

Deprem sonrası binalarda meydana gelen hasarlar her zaman yapısal kaynaklı olmayabilir. Mimari tasarım kusurları da binaların zarar görmesine yol açabilir. Mimari açıdan kusurlu görülen tasarımlar arasında şunlar yer alır:

  • Binaların oturma alanlarının dikdörtgen ya da kare yerine U, T, L biçiminde olması ya da asimetrik plana sahip olması
  • Binaların giriş kat üstünden itibaren daha geniş alana sahip olması (çıkma yapı tarzı)
  • Binaların giriş katında mağaza ya da dükkan bulunması, üst katların konut olarak kullanılması
  • Giriş katlardaki kolon yüksekliklerinin üst katlara kıyasla daha fazla olması (yumuşak kat)
  • Özellikle kat seviyeleri birbirinden farklı olan binaların bitişik nizamda inşa edilmiş olması (çekiçleme)
  • Dış cephe kolonlarının arasında bulunan dolgu duvarların belirli bir seviyeye kadar örülerek üst kısımlarının bant pencere biçiminde bırakılması (kısa kolon)

Bu tasarım kusurlarına dikkat ederek binanın depreme karşı dayanıklılığı konusunda fikir edinebilirsin.

Binalar henüz tasarım aşamasındayken risk analizi yaptırılması oldukça önemlidir. Deprem hesaba katılmadan yapılan tasarımlar, revizyonlar ve ek yapılar binalarda beklenmedik ve öngörülemeyen hasarların meydana gelmesine yol açabilir. Risk yönetiminin proje aşamasındayken uygulanması, binanın kullanım amacına uygun şekilde ve dayanıklı olarak inşa edilmesine yardımcı olur.
Bir bina ne kadar ağırsa o ölçüde deprem kuvvetine maruz kalır. Binaların tasarımı esnasında hesaba katılmayan ilave yükler, deprem sırasında çatıların çökmesine ve kolonların ikincil ağırlıklara maruz kalmasına yol açabilir. Verimli ve tasarruflu enerji tüketimi için çatı tipi güneş panelinden yararlanmak istiyorsan binanın buna uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. En ideal olanı ise bina tasarım aşamasındayken bu konunun değerlendirilmesidir. Hem statik hem de dinamik analiz yaptırılması, sonuç olumsuz ise güçlendirme çalışmalarının ardından panel kurulumuna geçilmesi gerekir.
Deprem sırasında meydana gelen ikincil riskler de en az deprem kadar yıkıcı ve hasar verici olabilir. Isı ve gaz kaynaklarının standartlara uygun şekilde sabitlenmesi olası yangın riskini ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Bunun yanı sıra binalarda yangın algılama ve otomatik söndürme sisteminin kurulması da oldukça önemlidir.
Depremlerin ardından meydana gelen maddi hasarların tazmin edilmesi, normal yaşam düzenine dönebilmeye imkan tanır. Maddi hasarların karşılanması için en ideal yol ise kapsamlı bir deprem sigortası yaptırmaktan geçer. Sen de Allianz ile Zorunlu Deprem Sigortası yaptırarak deprem kaynaklı maddi hasarları teminat altına alabilirsin.

İş süreklilik planları, çoğunlukla belirli bir risk konusu yerine kritik süreçlerin devamlılığı ile ilgili olarak hazırlanır. İş süreklilik planlarının deprem sonrası konutların risk seviyesinin belirlenmesi, evi ağır hasar görmüş kişilerin barınma ihtiyaçlarının karşılanması için nasıl bir çözüm üretileceği, psikolojik destek verilmesi gibi konuları da kapsaması gerekir.

Deprem her ne kadar yıkıcı bir afet olsa da dersler çıkarıp uygulayarak hasarları en aza indirebilirsin. Risk önlemleri alarak, usulüne uygun binalar inşa edilmesine vesile olarak ve kontrolü elden bırakmayarak deprem gerçeğiyle birlikte yaşayabilmek ve depremin yıkıcı etkisini azaltmak mümkün.