Sigorta şirketleri, faaliyetlerini 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkartılmış olan Tebliğ ve Yönetmelikler çerçevesinde yürütmektedirler. Sigortacılık Kanunu'nun "sigorta sözleşmeleri" başlıklı 11. maddesinin 3. fıkrası "Sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından, gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehdar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir." denilmektedir.Bu fıkra kapsamında, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik yayınlanmış ve 01/03/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu yönetmeliğin 13. maddesinde, kurulması zorunlu olan internet sitesinin içeriği tariflenmiş ve bilgilendirme faaliyetinin etkin olarak yürütülebilmesi ve ilgililerin ihtiyaç duyacakları bilgiye en kısa ve kolay yoldan ulaşabilmesi amacıyla, kurumsal internet sitesinde yer alması zorunlu bilgiler sayılmıştır. Vergi uygulamalarına ilişkin bilgiler de Yönetmelikte sayılan zorunlu bilgiler kapsamındadır.

Sigortacılık işlemlerinde sigorta poliçeleri üzerinde yer alan ve prim hesabında dikkate alınması gereken vergiler ve fonlar aşağıda kısaca açıklanmıştır:

Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV)

6802 Sayılı Gider Vergiler Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 28. maddesinde verginin konusu tanımlanmış olup, kısaca, "Banka ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir." denilmiştir.

Kanunun 31.maddesi uyarınca, sigorta işlemlerinde verginin matrahı, bu işlem dolayısıyla poliçede yer alan prim tutarıdır. Prim tutarının hesabında, sigorta işlemi dolayısıyla komisyon ve benzeri adlarla sigorta aracılarına yapılan ödemeler indirim konusu yapılamaz. Ayrıca, vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamaz. Bu kanunla alınan banka ve sigorta muameleleri vergisi matraha dahil edilmez.

Kanunun 33.maddesi ile vergi oranı tespit edilmiş olmakla birlikte, aynı zamanda bu oranı, yeniden tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulu, verilen bu yetkisini kullanarak sigorta işlemleri için vergi oranını %5 olarak belirlemiştir.(01/09/1998 Tarih ve 98/11591 No'lu Bakanlar Kurulu Kararı)

Kanunun 29. maddesinde BSMV'den istisna edilen işlemler sayılmıştır. Sigortacılık hizmetinin yaygınlaştırılması amacıyla sigortacılık işlemlerine yönelik önemli istisna hükümleri tanımlanmıştır:

  • Emeklilik sözleşmeleri ve hayat sigortalarında (hayat sigortalarında ferdi kaza, hastalık sonucu maluliyet ve tehlikeli hastalıklar teminatlarının da ek teminat olarak verildiği sözleşmeler dahil) sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),
  • Sağlık sigortalarında sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),
  • İhracata ait nakliyat sigortalarında sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),
  • 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yapılan sigortalarda sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),
  • Biçilmemiş veya toplanmamış her türlü tarım mahsulleriyle tarım hayvanları için akdolunan zirai sigortalar dolayısiyle alınan paralar (Md.29/k),
  • Nükleer rizikolara karşı yapılan sigortalar dolayısiyle alınan paralar (Md.29/l),
  • Mükerrer sigorta muameleleri ile retrosesyon muameleleri dolayısiyle alınan prim, komisyon vesair paralar (Md.29/j),

Ayrıca, zorunlu deprem sigortasının (DASK) düzenlemesini yapan 587 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi ile deprem sigortası primi her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulmuş, böylelikle BMSV kapsamı dışına çıkarılmıştır.

Yangın Sigorta Vergisi (YSV)

2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 40. maddesinde, belediye sınırları ve mücavir alanlar içindeki menkul ve gayrimenkul mallar için yapılan yangın sigortaları dolayısıyla alınan primler verginin konusu olarak tanımlanmıştır.

Bu madde kapsamında, verilen hizmetle bağlantılı kabul edilen verginin, menkul ve gayrimenkulün bulunduğu belediyeye, diğer bir ifadeyle riziko adresinin bulunduğu belediyeye ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Kanunun 42. maddesinde, "yangın sigorta vergisinin matrahı, yapılan yangın sigorta muameleleri dolayısıyla alınan primlerin tutarıdır." denilmiştir.

Kanunun 43. maddesi ile de yangın sigorta vergisi oranı yüzde 10 olarak belirlenmiştir.

Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu (THGF)

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 129. maddesi uyarınca Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu kurulmuş ve bu Fonun idari ve mali işleyişi konusunda çıkartılan Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu Yönetmeliği 19/07/1998 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesine göre motorlu araç işleteni sayılan kişilerin zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaları gerekmekte olup, Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu Yönetmeliğinin 13. maddesi uyarınca da, bu kapsamda yapılan sigorta poliçelerinde primin %5'i Fon geliri olarak Fona aktarılmaktadır.

Güvence Hesabı

5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 14.maddesi ile, Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturması kararlaştırılmış ve 26/07/2007 tarihinde de, bu hesabın kuruluşuna ve işleyişine ilişkin esasları düzenleyen Güvence Hesabı Yönetmeliği yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yönetmeliğin 8. maddesi ile Hesabın gelirleri sayılmıştır. Bu gelirler arasında;

        -  Zorunlu sigorta yaptıranların safi primlerinin yüzde 2'si oranında,

        -  Yeşil kart sigortası yaptıranların safi primlerinin binde 5'i oranında

katılma payı ödemeleri öngörülmüştür.

Ayrıca sigorta yaptıranlara yansıtılmayan ve sigorta şirketlerinin ödemekle yükümlü olduğu;

        - Zorunlu sigortalar için tahsil ettikleri toplam safi primlerin yüzde 1'i oranında,

        - Yeşil kart sigortaları için tahsil ettikleri toplam safi primlerin binde 5'i oranında

katılma payları bulunmaktadır.

Yönetmeliğin 9. maddesi ile de Güvence Hesabına başvurulacak ve hesaptan ödeme yapılabilecek haller sayılmıştır.

Bu madde kapsamında hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;

        a) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,

        b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,

        c) Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için,

        ç) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için,

        d) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada,13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için başvurulabilir.

Ayrıca Hesaba, Yeşil Kart Sigortası kapsamında Türkiye sınırları içinde meydana gelen zararlardan dolayı Büroca tekemmül ettirilen hasar dosyalarının tazminat ödemesi için Büro tarafından da başvurulabilir.

Hesap, sigorta şirketlerinin birinci fıkranın (ç) bendine istinaden rücu talepleri ile ilgili olarak topluca değerlendirme yapmak suretiyle bu şirketlerle hesap kapatmaya ve hesabın kapatılmasına yönelik anlaşmalar yapmaya yetkilidir. Bu takdirde, hangi sigortalılar için ödeme yapıldığı, sigortalı adı ve soyadı, poliçe numarası, hasar tutarı, hangi şirketten rücu edildiği bir liste halinde tutulur. Bu durumda, rücu eden şirketçe, listede yer alan sigortalılara rücu çerçevesinde yapılmış olan icrai ve yasal takipler derhal kaldırılır.

Sigorta şirketleri, faaliyetlerini 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkartılmış olan Tebliğ ve Yönetmelikler çerçevesinde yürütmektedirler. Sigortacılık Kanunu'nun "sigorta sözleşmeleri" başlıklı 11. maddesinin 3. fıkrası "Sigorta şirketleri ve sigorta acenteleri tarafından, gerek sözleşmenin kurulması gerekse sözleşmenin devamı sırasında sigorta ettiren, lehdar ve sigortalıya yapılacak bilgilendirmeye ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir." denilmektedir.Bu fıkra kapsamında, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik yayınlanmış ve 01/03/2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu yönetmeliğin 13. maddesinde, kurulması zorunlu olan internet sitesinin içeriği tariflenmiş ve bilgilendirme faaliyetinin etkin olarak yürütülebilmesi ve ilgililerin ihtiyaç duyacakları bilgiye en kısa ve kolay yoldan ulaşabilmesi amacıyla, kurumsal internet sitesinde yer alması zorunlu bilgiler sayılmıştır. Vergi uygulamalarına ilişkin bilgiler de Yönetmelikte sayılan zorunlu bilgiler kapsamındadır.

Sigortacılık işlemlerinde sigorta poliçeleri üzerinde yer alan ve prim hesabında dikkate alınması gereken vergiler ve fonlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.

1.Banka Sigorta Muamele Vergisi (BSMV)

6802 Sayılı Gider Vergiler Kanunu ile düzenlenmiştir. Kanunun 28. maddesinde verginin konusu tanımlanmış olup, kısaca, "Banka ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir." denilmiştir.

Kanunun 31.maddesi uyarınca, sigorta işlemlerinde verginin matrahı, bu işlem dolayısıyla poliçede yer alan prim tutarıdır. Prim tutarının hesabında, sigorta işlemi dolayısıyla komisyon ve benzeri adlarla sigorta aracılarına yapılan ödemeler indirim konusu yapılamaz. Ayrıca, vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamaz. Bu kanunla alınan banka ve sigorta muameleleri vergisi matraha dahil edilmez.

Kanunun 33.maddesi ile vergi oranı tespit edilmiş olmakla birlikte, aynı zamanda bu oranı, yeniden tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulu, verilen bu yetkisini kullanarak sigorta işlemleri için vergi oranını %5 olarak belirlemiştir.(01/09/1998 Tarih ve 98/11591 No'lu Bakanlar Kurulu Kararı)

Kanunun 29. maddesinde BSMV'den istisna edilen işlemler sayılmıştır. Sigortacılık hizmetinin yaygınlaştırılması amacıyla sigortacılık işlemlerine yönelik önemli istisna hükümleri tanımlanmıştır:

        - Emeklilik sözleşmeleri ve hayat sigortalarında (hayat sigortalarında ferdi kaza, hastalık sonucu maluliyet ve tehlikeli hastalıklar teminatlarının da ek teminat olarak verildiği sözleşmeler dahil) sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),

        -  Sağlık sigortalarında sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),

        - İhracata ait nakliyat sigortalarında sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),

        - 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/A maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanı kapsamında yapılan sigortalarda sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar (Md.29/i),

        - Biçilmemiş veya toplanmamış her türlü tarım mahsulleriyle tarım hayvanları için akdolunan zirai sigortalar dolayısiyle alınan paralar (Md.29/k),

        - Nükleer rizikolara karşı yapılan sigortalar dolayısiyle alınan paralar (Md.29/l),

        - Mükerrer sigorta muameleleri ile retrosesyon muameleleri dolayısiyle alınan prim, komisyon vesair paralar (Md.29/j), 

Ayrıca, zorunlu deprem sigortasının (DASK) düzenlemesini yapan 587 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi ile deprem sigortası primi her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulmuş, böylelikle BMSV kapsamı dışına çıkarılmıştır.

2.193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nda Yer alan düzenlemeler

A.Şahıs sigorta primlerinin ve bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının gelir vergisi matrahından indirilmesi:

  • Bireysel Emeklilik Sistemine Ödenen Katkı Paylarının Ücret Matrahından ve Yıllık Beyannameyle Beyan Edilecek Gelirlerden İndirimi

6327 sayılı Kanunun 5 ve 8 inci maddeleriyle Gelir Vergisi Kanununun 63 ve 89 uncu maddelerinde yapılan değişiklikler uyarınca, 1/1/2013 tarihinden itibaren, ücretliler için vergiye tabi ücret matrahının; yıllık beyanname veren mükellefler için vergi matrahlarının tespitinde bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları indirim konusu yapılamayacaktır.

Söz konusu hükümler 1/1/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğundan, anılan tarihten sonraki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak hem ücretliler tarafından hem de yıllık beyanname veren mükellefler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının indirim konusu yapılma imkanı kalmamıştır.

  • Ödenen Şahıs Sigorta Primlerinin Ücret Matrahının Tespitinde İndirimi

6327 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yapılan değişiklik uyarınca, 1/1/2013 tarihinden itibaren, vergiye tabi ücret matrahının tespitinde, bireysel emeklilik dışında kalan şahıs sigortaları için ödenen primler, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak koşuluyla, aşağıdaki oranlarda ücret matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir.

Sigortanın Türkiye'de kâin ve merkezi Türkiye'de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla, ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait;

-          Birikim priminin alındığı hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50'si ile,

-          Ölüm, kaza, sağlık, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin tamamı

vergiye tabi ücret matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabilecektir.

İşverenler Tarafından Ücretliler Adına Bireysel Emeklilik Sistemine Ödenen Katkı Payları ile Şahıs Sigorta Primlerinin Ticari Kazancın Tespitinde İndirimi

6327 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle değişik Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendinde yer alan hüküm, işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarının, ücretle ilişkilendirilmeksizin, ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilmesine imkan tanımaktadır.

Bu kapsamda indirim konusu yapılabilecek tutarın toplamı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır. Gerek işverenler tarafından bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları, gerekse Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında indirim konusu yapılacak şahıs sigortaları prim ödemelerinin toplam tutarı, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını da aşamayacaktır.

Hem işveren tarafından bireysel emeklilik sistemine katkı payı ödenmesi hem de ücretli tarafından şahıs sigortalarına prim ödemesinin bulunması ve bunların toplam tutarının yukarıda belirtilen sınırı aşması halinde, indirimin öncelikli olarak ücret matrahının tespitinde mi yoksa ticari kazancın tespitinde mi yapılacağı konusu taraflarca, mükerrer indirime izin verilmeksizin, serbestçe belirlenebilecektir.

Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamında yapılacak indirim, işverenler tarafından hizmet erbabına yönelik olarak sadece bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı paylarını içermekte olup, şahıs sigorta primlerini içermemektedir.

İşverenlerce ödenen şahıs sigorta primleri, işle ilgili olarak ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen ücret kapsamında olduğundan, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi çerçevesinde genel gider olarak her hangi bir tutar ve oran sınırlaması olmaksızın indirim konusu yapılabilecektir. Her durumda,  yapılacak indirim, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır.

Yıl içinde asgari ücret tutarında meydana gelebilecek değişiklikler, indirim yapılacak tutarların hesabında dikkate alınacaktır.

İndirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret, işveren tarafından çalışana hizmeti karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal yardımlar ve zamlar gibi vergiye tabi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt tutarlarının toplamı olacaktır. Gider karşılığı olarak ödenen tutarlar (yapılan gerçek bir giderin karşılığı olsun olmasın) dikkate alınmayacaktır.

  • Ödenen Şahıs Sigorta Primlerinin Yıllık Gelir Vergisi Mükelleleri açısından Gelir Vergisi Matrahının Tespitinde İndirimi

6327 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yapılan değişiklik uyarınca, 1/1/2013 tarihinden itibaren, elde edilen gelirler için verilecek yıllık gelir vergisi beyannamelerinde, bireysel emeklilik dışında kalan şahıs sigortaları için ödenen primler, beyan edilen gelirin % 15'ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla (Bu şartın tespitinde işverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile 63 üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ve bu bent kapsamında indirim konusu yapılacak prim ödemelerinin toplam tutarı birlikte dikkate alınır.) gelir vergisi matrahın tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Beyan edilen gelir olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki tutar esas alınacaktır. Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları hiçbir surette indirim konusu yapılmayacaktır.

Yıllık Gelir Vergisi  beyannamesinde matrahın tespitinde dikkate alınacak sigorta primleri, Mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait;

-  Birikim priminin alındığı hayat sigortalarına ödenen primlerin %50'si ile,

-  Ölüm, kaza, hastalık, sağlık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primlerinin tamamından müteşekkildir.

Her durumda, indirim konusu yapılacak primlerin toplamı, beyan edilen gelirin %15'ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacaktır.

Yıl içinde asgari ücret tutarında meydana gelebilecek değişiklikler, indirim yapılacak tutarların hesabında dikkate alınacaktır.

B. Hayat Sigortalarından ve Bireysel Emeklilik Sisteminden Ayrılma Durumunda Vergilendirme:

6327 sayılı Kanunla değişik Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (15) ve (16) numaralı bent hükümleri uyarınca, tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri, birikimli şahıs sigortaları ve bireysel emeklilik sözleşmeleri dolayısıyla yaptıkları ödemelerde irat tutarları üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapmak durumundadır.

Bakanlar Kurulunun 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı Kararnamesinin eki Kararda değişiklik yapan 6/9/2012 tarihli ve 2012/3571 sayılı Kararı uyarınca, 29/8/2012 tarihinden itibaren yapılacak ödemeler için geçerli olmak üzere,

- Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile sigorta ve emeklilik şirketleri tarafından;

a) On yıldan az süreyle prim veya aidat ödeyerek ayrılanlara ödenen irat tutarları üzerinden %15,

b) On yıl süreyle prim veya aidat ödeyerek ayrılanlar ile vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara ödenen irat tutarları üzerinden %10,

- Bireysel emeklilik sisteminden;

a) On yıldan az süreyle katkı payı ödeyerek ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı (28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu kapsamında bireysel emeklilik hesabına yapılan Devlet katkılarının ödemeye konu olan kısımlarına isabet eden irat tutarı dahil.) üzerinden %15 ,

b) On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile bu süre içinde kısmen ödeme alanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı (4632 sayılı Kanun kapsamında bireysel emeklilik hesabına yapılan Devlet katkılarının ödemeye konu olan kısımlarına isabet eden irat tutarı dahil.) üzerinden %10,

c) Emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, maluliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarı (4632 sayılı Kanun kapsamında bireysel emeklilik hesabına yapılan Devlet katkılarının ödemeye konu olan kısımlarına isabet eden irat tutarı dahil.) üzerinden %5,

oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.

6327 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununun 22 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yapılan ve 29/8/2012 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, tevkifata tabi irat tutarlarına herhangi bir istisna uygulanması söz konusu değildir.

Katılımcı tarafından hak kazanılmaması nedeniyle Devlet katkılarının ve bunlara isabet eden irat tutarlarının Hazine'ye geri ödenmesi durumunda, söz konusu Devlet katkısı tutarlarına isabet eden irat tutarları üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.

193 Sayılı kanunda değişiklik yapan 6327 Sayılı kanun ile konuyla ilgili açıklamaların yer aldığı 85 numaralı Gelir Vergisi Sirkülerinin tam metnine aşağıdaki linkler ile ulaşılabilir.