Allianz Türkiye CEO'su George Sartorel'den 2009 yılının sektör değerlendirmesi
Allianz Türkiye CEO'su George Sartorel, Allianz Sigorta'nın mali yapısının çok güçlü olduğunu ifade ediyor ve Allianz'ın rezerv oranının, sektör ortalamasının çok üzerinde olduğuna dikkat çekiyor: "TSRŞB'nin açıkladığı Eylül 2009 sonuçları itibariyle pazar büyüklüğünde ilk 5 sırada yer alan şirketleri rezerv oranlarına göre sıralarsak, Allianz'ın rezerv oranı en yüksek şirket olduğunu çok net görebilirsiniz. En zorlu branşlardan biri olan trafik branşında Allianz'ın rezerv oranı ikinci sırada yer alan şirketin yüzde 27, sektör ortalamasının ise yüzde 42 üzerinde."
Sigorta şirketleri 2009 yılında zorlu bir sınavdan geçti ve sektörde reel anlamda negatif yönlü büyüme gerçekleşti. Bu dönemin etkileri 2010 yılında da devam edecek. Allianz Türkiye CEO'su George Sartorel, sektörün 2009 yılı verilerini özetliyor.
İrrasyonel fiyat rekabeti uzun vadede çok riskli
Türk sigorta sektöründe şirketler arasındaki rekabet son yıllarda sadece fiyat odaklı hale geldi. Fakat bu irrasyonel fiyat rekabetinin uzun vadede sektörün genelini olumsuz etkileyeceğine ve 2010 yılında ciddi zararların devamına sebep olacağına inanıyoruz. Kalıcılık ve uzun vadede sürdürülebilirlik sigorta sektörü için son derece önemli. Pazar payı düşünülerek uygulanan irrasyonel fiyatlar yerine, disiplinli bir fiyatlandırma ve underwriting yaklaşımı sergilenmeli. Doğru fiyatlandırma, underwriting ve risk analizi sektörümüzün en önemli olgularıdır.. Pazar paylarını artırmak için prim ücretlerinde indirim uygulayan şirketler gelecek dönemde gereksiz sıkıntılar yaşayacaklar. Bu şirketlerin bazıları kısa dönem sonuçlarını iyileştirmek için aynı zamanda rezerv oranlarını da ciddi şekilde düşürüyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 2010 yılından itibaren şirketlerin ayırmış oldukları muallak hasar karşılığı tutarının yeterli olup olmadığını ölçme amacıyla kullanılan "chain ladder-aktüeryal zincir merdiven" metodunda bazı değişiklikler yapmayı öngörüyor. Bugüne kadar sadece tek bir yöntem baz alınarak ve ödenen hasar datası üzerinden hesaplanan aktüeryal zincir merdiven metodunun, yeni yıldan itibaren uğranılan hasar datası üzerinden ve farklı metodları test ederek hesaplanması beklenmektedir.
Bu uygulamaya geçilmesi durumunda, bazı şirketler hasar rezervleri için ayrılan kaynakları açısından sıkıntıya girebilir.. Bu şirketler hasar oranlarında iyileştirme gösterebilmek için zor branşlarda hasar rezerv oranlarını düşürme yolunu tercih edenlerdir. Ancak, bu uygulama bilançoları düzeltmekte yetersiz kalmakta ve sadece geçici çözüm oluşturmaktadır. Olması gerekenden düşük teknik karşılık (rezerv) ayıran şirketlerin, cari yıl dönemsel kârları iyi görünse bile, gelecek yıllarda problem yaşayacakları aşikârdır.
Bilançoları detaylı incelediğimizde, hazinenin "chain ladder-aktüeryal zincir merdiven" metodunda yapacağı değişikliklerin, bazı şirketleri, hasarları için ayırdıkları finansal rezervlerini yükseltmek, fiyat politikalarını değiştirmek ve zarar ettikleri branşlardan çekilmek zorunda bırakacağını öngörüyoruz.
Türkiye'deki sigorta şirketlerinin durumlarını daha iyi analiz edebilmek için yurt dışında olduğu gibi hasar rezerv oranlarına bakarak bir değerlendirme yapabiliriz. Şirketlerin genel hasar rezerv oranlarına bakabileceğimiz gibi her bir branş için hasar rezervlerine ayrı ayrı da bakabiliriz. Örneğin trafik branşı bu açıdan oldukça önemli. Yüksek rezerv oranına sahip bir şirketin mali gücünün, benzer ürün yapısı ve hasar süreç işleyişi olan ancak rezerv oranı daha düşük bir şirkete göre, daha sağlam olduğunu ve böylelikle hasarlarını kolaylıkla karşılayabileceğini söyleyebiliriz. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından önerilen minimum rezerv oranları, şirketleri, hasarların gerçek maliyetlerini dahil ederek ürünlerini doğru fiyatlandırmaya yönlendirecektir.
Allianz, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılması beklenen değişiklikten en az etkilenecek şirketlerden biri
Eylül 2009 sonuçları itibariyle pazar büyüklüğünde ilk 5 sırada yer alan şirketleri hasar rezerv oranlarına göre sıralarsak, Allianz'ın elementer sigortalarda hasar rezerv oranı en yüksek şirket olduğunu çok net görebilirsiniz. En zorlu branşlardan biri olan trafik branşında hasar rezerv oranımız ikinci sırada yer alan şirketin yüzde 27, sektör ortalamasının ise yüzde 42 üzerinde. Bu durumda Allianz Sigorta A.Ş'nin, 2010 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılması beklenen değişiklikten en az etkilenecek şirketlerden biri olacağını söylemek yanlış olmaz.
Allianz'ın pazar payı % 9
Allianz global anlamda sigorta sektörünün lideri. Ancak, sadece prim üretimine göre liderliği ölçek olarak tanımlamıyoruz. Allianz, dünyada sermaye yeterlilik oranı en yüksek firma, rating olarak da en yüksek dereceye sahip.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin (TSRŞB) verilerine göre, Allianz Sigorta, 2009 yılının 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,23 artışla 776.7 milyon TL prim üretimi gerçekleştirdi. Allianz, hayat dışında sektörde yüzde 9,03'lük pazar payıyla 3. sırada yer alıyor.
Allianz Türkiye CEO'su George Sartorel, Allianz Sigorta'nın mali yapısının çok güçlü olduğunu ifade ediyor ve Allianz'ın rezerv oranının, sektör ortalamasının çok üzerinde olduğuna dikkat çekiyor: "TSRŞB'nin açıkladığı Eylül 2009 sonuçları itibariyle pazar büyüklüğünde ilk 5 sırada yer alan şirketleri rezerv oranlarına göre sıralarsak, Allianz'ın rezerv oranı en yüksek şirket olduğunu çok net görebilirsiniz. En zorlu branşlardan biri olan trafik branşında Allianz'ın rezerv oranı ikinci sırada yer alan şirketin yüzde 27, sektör ortalamasının ise yüzde 42 üzerinde."
Sigorta şirketleri 2009 yılında zorlu bir sınavdan geçti ve sektörde reel anlamda negatif yönlü büyüme gerçekleşti. Bu dönemin etkileri 2010 yılında da devam edecek. Allianz Türkiye CEO'su George Sartorel, sektörün 2009 yılı verilerini özetliyor.
İrrasyonel fiyat rekabeti uzun vadede çok riskli
Türk sigorta sektöründe şirketler arasındaki rekabet son yıllarda sadece fiyat odaklı hale geldi. Fakat bu irrasyonel fiyat rekabetinin uzun vadede sektörün genelini olumsuz etkileyeceğine ve 2010 yılında ciddi zararların devamına sebep olacağına inanıyoruz. Kalıcılık ve uzun vadede sürdürülebilirlik sigorta sektörü için son derece önemli. Pazar payı düşünülerek uygulanan irrasyonel fiyatlar yerine, disiplinli bir fiyatlandırma ve underwriting yaklaşımı sergilenmeli. Doğru fiyatlandırma, underwriting ve risk analizi sektörümüzün en önemli olgularıdır.. Pazar paylarını artırmak için prim ücretlerinde indirim uygulayan şirketler gelecek dönemde gereksiz sıkıntılar yaşayacaklar. Bu şirketlerin bazıları kısa dönem sonuçlarını iyileştirmek için aynı zamanda rezerv oranlarını da ciddi şekilde düşürüyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 2010 yılından itibaren şirketlerin ayırmış oldukları muallak hasar karşılığı tutarının yeterli olup olmadığını ölçme amacıyla kullanılan "chain ladder-aktüeryal zincir merdiven" metodunda bazı değişiklikler yapmayı öngörüyor. Bugüne kadar sadece tek bir yöntem baz alınarak ve ödenen hasar datası üzerinden hesaplanan aktüeryal zincir merdiven metodunun, yeni yıldan itibaren uğranılan hasar datası üzerinden ve farklı metodları test ederek hesaplanması beklenmektedir.
Bu uygulamaya geçilmesi durumunda, bazı şirketler hasar rezervleri için ayrılan kaynakları açısından sıkıntıya girebilir.. Bu şirketler hasar oranlarında iyileştirme gösterebilmek için zor branşlarda hasar rezerv oranlarını düşürme yolunu tercih edenlerdir. Ancak, bu uygulama bilançoları düzeltmekte yetersiz kalmakta ve sadece geçici çözüm oluşturmaktadır. Olması gerekenden düşük teknik karşılık (rezerv) ayıran şirketlerin, cari yıl dönemsel kârları iyi görünse bile, gelecek yıllarda problem yaşayacakları aşikârdır.
Bilançoları detaylı incelediğimizde, hazinenin "chain ladder-aktüeryal zincir merdiven" metodunda yapacağı değişikliklerin, bazı şirketleri, hasarları için ayırdıkları finansal rezervlerini yükseltmek, fiyat politikalarını değiştirmek ve zarar ettikleri branşlardan çekilmek zorunda bırakacağını öngörüyoruz.
Türkiye'deki sigorta şirketlerinin durumlarını daha iyi analiz edebilmek için yurt dışında olduğu gibi hasar rezerv oranlarına bakarak bir değerlendirme yapabiliriz. Şirketlerin genel hasar rezerv oranlarına bakabileceğimiz gibi her bir branş için hasar rezervlerine ayrı ayrı da bakabiliriz. Örneğin trafik branşı bu açıdan oldukça önemli. Yüksek rezerv oranına sahip bir şirketin mali gücünün, benzer ürün yapısı ve hasar süreç işleyişi olan ancak rezerv oranı daha düşük bir şirkete göre, daha sağlam olduğunu ve böylelikle hasarlarını kolaylıkla karşılayabileceğini söyleyebiliriz. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından önerilen minimum rezerv oranları, şirketleri, hasarların gerçek maliyetlerini dahil ederek ürünlerini doğru fiyatlandırmaya yönlendirecektir.
Allianz, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılması beklenen değişiklikten en az etkilenecek şirketlerden biri
Eylül 2009 sonuçları itibariyle pazar büyüklüğünde ilk 5 sırada yer alan şirketleri hasar rezerv oranlarına göre sıralarsak, Allianz'ın elementer sigortalarda hasar rezerv oranı en yüksek şirket olduğunu çok net görebilirsiniz. En zorlu branşlardan biri olan trafik branşında hasar rezerv oranımız ikinci sırada yer alan şirketin yüzde 27, sektör ortalamasının ise yüzde 42 üzerinde. Bu durumda Allianz Sigorta A.Ş'nin, 2010 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yapılması beklenen değişiklikten en az etkilenecek şirketlerden biri olacağını söylemek yanlış olmaz.
Allianz'ın pazar payı % 9
Allianz global anlamda sigorta sektörünün lideri. Ancak, sadece prim üretimine göre liderliği ölçek olarak tanımlamıyoruz. Allianz, dünyada sermaye yeterlilik oranı en yüksek firma, rating olarak da en yüksek dereceye sahip.
Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin (TSRŞB) verilerine göre, Allianz Sigorta, 2009 yılının 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,23 artışla 776.7 milyon TL prim üretimi gerçekleştirdi. Allianz, hayat dışında sektörde yüzde 9,03'lük pazar payıyla 3. sırada yer alıyor.